28 Ekim 2023 Cumartesi

5. Antalya Turizm Fuarı-Yılmaz Parlar





  Turizm Zeytin Dalıdır


Selçuk Meral’ın Kurucusu olduğu GM Center ve Antalya Turizm Fuarı tarafından organize edilen 26-27 Ekim 2023 tarihleri arasında 5.ncisi düzenlenen Antalya Turizm Fuarı 10 numaranın sınırlarını aşan başarıya ve verime sahip güzellikteydi.



Son derece başarılı ve verimli geçen fuarın protokol açılış konuşmalarında tekrarlanan “Turizm Zeytin Dalıdır.” Sözcüğünü çok benimsedik. Gerçektende zeytin dalının turizmle örtüşmesini son derece isabetli bulduk.



35 ülkeden 25 bin turizm profesyoneli ve paydaşının ağırlandığı Antalya Turizm Fuarı (ATF 23) ‘Move Your Tourism Move Your Country’ sloganıyla çok canlı, hiperaktif, atmosferiyle, mükemmel iş hacmi yüksek bir ortam oluşturdu.



Fuar açılış konuşmalarında  GTM Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Meral, AKTOB Başkanı Kaan Kaşif Kavaloğlu, TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz, Antalya Valisi Hulusi Şahin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Turizm radikalizmin önündeki en önemli engel olduğunu ticaretin, turizmin, insanların bir arada olduğu yerlerde ön yargıların  kırıldığını belirttiler. Barışın huzurun simgesi olan zeytin dalı benzetmesiyle gündemi özetlediler.



Gerçektende benzetmeyi incelediğimizde; Zeytin dalı, antik Yunan gelenekleriyle ilişkilendirilen, tanrılara ve iktidar sahibi kişilere yapılan duayla bağlantılı olan barış ve zaferin simgesidir. Akdeniz havzasının çoğu kültüründe bulunur ve modern dünyada barışla ilişkilendirilir.



Neden zeytin dalı diyoruz?

Zeytin dalının barış sembolü olarak kullanılmasının kökenleri Antik Yunan kültürüne dayanmaktadır. Antik Roma'da da savaşta yenilenler, barış için yalvardıklarını belirtmek amacıyla ellerinde zeytin dalı tutarlardı.

 

Zeytin Dalı Neden Barışın Sembolüdür?

Antik Yunanlıların zeytin dalını barış ve zafer sembolü olarak kullanmalarından çok önce, Kutsal Kitap güvercinin Büyük Tufan'ın sona erdiğinin bir mesajı olarak gemiye bir zeytin dalı getirdiğini kaydetmişti.  Büyük Tufan'ın ardından Nuh, suyun çekilip çekilmediğini görmek için gemiden kuşlar gönderdi. Büyük Tufan'ın 301. gününde Nuh yine güvercini gönderdi. Güvercin bütün gün orada kaldı ve sonra akşam dönünce  güvercinin, ağzında kopmuş bir zeytin yaprağı vardı; ve Nuh suların yeryüzünden çekildiğini artık biliyordu.

Neden zeytin? 

Zeytin Dayanıklıdır. Bazıları zeytin ağaçlarının çok dayanıklı olduğunu ve bu nedenle zorlu koşullara dayanabildiğini açıklıyor. Yapraklar selden sağ çıkamasa da zeytin ağacının kendisi hayatta kaldı. Böylece zeytin dalını geri getiren güvercin, sel sularının yaprakların yeniden yeşermesine yetecek kadar çekildiğinin habercisi oldu. 

Turizmde barışın kendisidir. Zeytin ağacının dayanıklığı gibidir.  Çok badireler geçirsede yine turizm ayaktadır. Ayakta kalmasına vesile olan ortam hazırlayan böylesi fuarların başarısını tebrik ediyoruz. Ve devamını diliyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com

26 Ekim 2023 Perşembe

SKAL İstanbul Kulübü,100.Yıl Kutlaması-Yılmaz Parlar





   SKAL İstanbul Kulübü,100.Yıl Kutlaması

SKAL İstanbul Kulübü, 24 Ekim 2023, Salı Günü Taksim Sofitel İstanbul Hotelde, Bozkurt Atabek’in ev sahipliğinde Burak Küntay’ın Cumhuriyet konulu konferansıyla bilgilenerek kutladı.



Başkanlığını Can Arınel’in yaptığı SKAL İstanbul Kulübü, 26 Haziran 1945 tarihinde San Francisco'da imzalanmış ve 110. maddeye uygun olarak 24 Ekim 1945'de yürürlüğe girmiş olan Birleşmiş Miletler Antlaşması yıl dönümündeki örtüşmesi ve böyle kutlama çok anlamlıydı.



İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Daire Başkanı Tolga Volkan Aslan İBB Turizm Müdürü, Hüseyin Gazi Coşan davetli olarak katıldığı kutlamaya, Başkan Can Arınel, Yönetim kurul üyeleri, Mustafa Yalçın, Selma Tatar, Meltem Tepeliler, Eski SKAL İstanbul Kulübü Başkanı ve USDF Yönetim Kurulu Üyesi Ayşe Önen, Seyhan Ayel Girit, Marmara SKAL Başkanı Melih Kırlı, Eski SKAL İstanbul Kulübü Başkanları Sadettin Bülbül, Marmara SKAL Başkanı Orhon Atameriç, USDF Disiplin Kurulu Başkanı Faik Alsaç başta olmak üzere SKAL üyeleri katıldılar



Başkan Can Arınel,açılış konuşmasında; “Cumhuriyet benim görüşüme göre toplumsal en büyük, en değerli varlığımız. Çünkü eğer Cumhuriyet olmasaydı bu topluluk. Millete geçişi sağlayamayacaktı. Cumhuriyet bize insan oğluna en yakışan yönetim şekliyle. Laik, demokratik bir hukuk devleti. Ve bu devlet 100 yıl içerisinde çok büyük başarıları, arkasında bırakarak öyle geldi ama başaramadıkları da oldu. Bugün 24 ekim. 1945 yılında aynı gün. Biliyorsunuz, birleşmiş  milletler sözleşmesi imzalandı.” Şeklinde özet bir geçiş yaptı.



 Barışın bu topraklardan uzaklaşması barışın olmadığı yerde ne yazık ki toplumsal arası toplumlar arasındaki ilişkiler de gelişemediğini, Güvenliğimiz için, hepimizin Atatürk’ün ne kadar büyük bir deha olduğunu ve bundan 100 yıl önce bize. Yol verdiği bu cumhuriyetin bizim için toplumsal büyük kazancımız ve bugün bir yönetim şekli olarak benimsemiş, cumhuriyetin ne kadar değerli olduğunu, anlayabiliyoruz bunun için şimdi sizleri, saygı duruşu ve istiklal marşını söylemeye davet ediyorum dedi.



 Burak Küntay’ın konferans alıntılarına geçmeden önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı anlam ve önemini hatırlıyalım;

Devleti idare edenlerin seçimle iş başına geldiği yönetim şekline cumhuriyet diyoruz. Dünyadaki devletlerin çoğu cumhuriyetle yönetildiğini biliyoruz. Cumhuriyetle yönetilen ülkelerde egemenlik milletin olduğu aşikar. Millet, devleti yönetecek kişileri kendisi seçer. Böylece halk kendi kendini yönetmiş olur. 

Yurdumuz cumhuriyete Kurtuluş Savaşı'ndan sonra kavuştu. Önceleri devletimizin adı Osmanlı Devleti idi. Devlet İdaresinde bütün yetki padişahın elindeydi. Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nda yenik sayıldı. Düşmanlar yurdumuza girdiler. Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. Birçok yerde toplantılar yaptı. Hakkımızı "Ya istiklal, ya ölüm" parolası altında birleştirdi. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Mustafa Kemal meclis başkanı seçildi. Ordumuz, İnönü Savaşlarını kazandı. Peşinden Sakarya Meydan Muhaberesi ile Başkomutanlık Meydan Savaşı'nı da zaferle noktaladık. Yunanlılarla ve Birinci Dünya Savaşı'nı da savaştığımız devletlerle 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzaladık. Bütün dünya devletleri, Türkiye'nin bağımsız bir devlet olduğunu kabul ettiler. Yurdumuz yeniden egemenliğine kavuştu. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan etti. Devletimizin adı Türkiye Cumhuriyeti oldu. Atatürk ise, ilk cumhurbaşkanımız olarak göreve başladı. Cumhuriyet idaresinde devlet anayasaya uygun kanunlarla idare edildi. Kanunlar ise halkın seçtiği milletvekilleri yapar. Devlet başkanına Cumhurbaşkanı denir. 

Halkı yöneten insanlar, seçimle iş başına gelirler. Halk, istediğini seçer, istemediğini seçmez. Seçilen kişiler halka karşı sorumludurlar. İşte bütün bunlardan dolayı cumhuriyet en iyi yönetim şeklidir. 





29 Ekim Cumhuriyet Bayramına gelince;  Türkiye Cumhuriyeti'nin resmen kurulduğu tarihtir. Ulu Önder Atatürk, diğer bayramlar gibi bu bayramı da gelecek nesillere bir miras olarak bırakmıştır. 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan bir anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin yönetim biçimi Cumhuriyet olarak belirlenmiştir. Bunun 101 pare top atışıyla kutlanması aynı gün meclis tarafından kararlaştırılmıştır. Bizler de yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş günü olan 29 Ekim'i her yıl ülkece coşku içinde kutlamaya devam ediyoruz.

Türk halkı için Cumhuriyet Bayramı, milli birlik ve beraberliğin, toplumsal dayanışmanın üst düzeye çıktığı milli bayramlarımızdan birisidir. Kurtuluş Savaşı'nın Türk milletinin zaferiyle sonuçlanmasının ardından ortaya çıkan yönetim boşluğunun kaldırılması amacıyla yeni bir yönetim biçiminin belirlenmesi şarttı. Mustafa Kemal ve arkadaşları yaptıkları çalışmalar sonucu Türkiye'ye yakışır yönetim şeklinin cumhuriyet olduğuna karar verdi. Nihayetinde 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edildi.

Cumhuriyetin getirdiği yenilikleri hatırlıyacak olursak ; Saltanatın kaldırılması ( 1 Kasım 1922), Ankara'nın başkent olması (13 Ekim), Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923), Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924), Siyasi Partiler kuruldu. (Cumhuriyet Halk Fırkası, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Serbest Cumhuriyet Fırkası) gibi  Siyasal Alanda Yapılan Yenilikler, Kısaca Bayındırlık Alanında Yapılan Yenilikler, Toplumsal Alanda Yapılan Yenilikler, Tarım Alanında Yapılan Yenilikler, Hukuk Alanında Yapılan Yenilikler, Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan Yenilikler, Sanayi Alanında Yapılan Yenilikler aslında sayılamıyacak kadar icraat yapıldı.

Bilim İnsanı Burak Küntay; geçmişten günümüze ufuk turu attırdı. Cumhuriyet tanımından, algısından, uygulamalarına kadar gelişimleri dile getirdi. Siyaset alanında hizmet veren babasından anekdotlar aktardı. Özgeçmişini özetledi. SKAL olan ilişkileri açıkladı.

Özetle “Babamla hep SKÅL toplantılarına gelirdim. Tabi benim için enteresan şeylerden biri SKÅL’a 24 sene önce gelmiştim babam konuşma yapıyordu ve 2 ay sonrasında babamı kaybettik. Şu an çocukluğumu hissettiğim,   Rahmetli 79 Turizm Bakanı. Çerçeve kararname daha çıkmamış.  Böyle bir ülke bugün turizmin en önemli merkezlerinden biri haline geldi. Cumhuriyet aşkı da tam da böyle geç ulaştığımız hemen farkına varamadığımız ama bu toplumun, bu ülkenin mayasına iyice sinmeye başlamış bundan sonraki yüzyılın da önünü açacak bir kıymet”dedi



Uzun geçiş süreçi ifade ederek  Küntay; “Bugünleri gördük Cumhuriyet’in içine doğduk bunun tadına vardık, bunu yaşadık. Hakkımızı aramanın tepki koymanın içinde bir ana doğdum ben. Şimdi sorsanız ben niye birinin kulu olayım derim. Cumhuriyet birey olduğunuzu öğreten toprağın bayrağın vatanın bir hissedarı olduğunuzu hissettiren, halkın temsili, temsil edilebilme hakkım olduğunu hissettiren olgudur. Atatürkçü bir ailede yetiştim hep eleştirilsel kitapları okudum,” gerçek dehayı daha net anladığını ifade etdi.

Cumhuriyet’i kucağımızda hazır bulduğumuzu kıymetini ancak yeni yeni anladığımızı kendisini hergün Cumhuriyeti kutladığını söyledi.

Soruları cevaplandıran Küntay’a teşekkür plaketini başkan Can Arınel takdim etdi.

Ayrıca toplantıya ev sahipliği yapan, Sofitel İstanbul Taksim Genel Müdürü Bozkurt Atabek’e teşekkür plaketi yine Başkan tarafındn takdim edildi,

Yeni Skål üyeleri; Ayşe Uludağ, Batuhan Özbek, Sami Can Seven ve Özgür Mete Altay’a yemin törenlerinden sonra rozetleri takıldı.

yilmazparlar@yahoo.com

 


9 Ekim 2023 Pazartesi

7. Adana Lezzet Festivali Ardından-Yılmaz Parlar





  Adana Lezzet Festivali Ardından  

Bu yıl 7’ncisi düzenlenen Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nde Yeni Adana Müzesi Konferans Salonu’nda Dünya’nın birçok yerinden ve UNESCO Şehirlerinden Ünlü ve Yıldızlı Şeflerin, Gurme ve Yemek Yazarlarının, Sektör Profesyonellerin Gastronomi konferanslarıyla ve oturumlarıyla  tam anlamıyla cevap buldu.



Gastronomide Turizm endüstrisinin pazarlama politikaları alanında sabit bir parçası haline gelmiştir. Sadece fuarlar ve sergiler festivaller turizm endüstrisinin sektördeki teknolojik yenilikleri sunması için bir pazar aracı değildir. 

Turizm politikası, önemli hedef gruplarla teknolojik, sosyal ve iletişimsel yeniliklerin üzerinde çalışılacağı bağımsız bir pazarlama aracına da dönüşmüştür. 



Yaratıcı ekonomide gastronomi nasıl bir rol oynuyor tüm bunlar Adana Lezzet Festivalde cevap bekliyen zihinlere işlendi.

Cumhuriyet’in 100. Yılı Özel oldu. Panelde erken cumhuriyet döneminden menüler, davet ve yeme içme kültürü ifade edildi 

Moderatörlüğünü  Saray ve Kültür Tarihçisi Çağrı Başkurt’un  yaptığı panelde Nurettin Çelmeoğlu, ODTÜ Tarih Bölümü Doç. Dr. Bahar Gürsel panelistdi

Her bölgenin lezzetini sırasıyla doğası, tarihi, kültürü ve eğitimi oluşturduğu, Kazılarda 5 bin yıl önce siyez buğdayı yetiştirildiği keşfedildiği, bu buğdayın orijininin bu bölge olduğunu iddia edildiği, 



Bilinen ilk restoran menüsünün 1765 yılında Fransa’nın başkenti Paris’te Restaurant Boulanger’de ortaya çıktığı konu edildi.

Narköy / Nar Eğitim’in Kurucusu Nardane Kuşçu başarıya uzanan yolda neler yaşadığını, nasıl başardığını, azmin ve hayal kurmanın önemini vurgulayarak “düşünü nasıl gerçekleştirdiğini” paylaştı

Gazeteci Fatih Türkmenoğlu Moderatör,  TUROFED Başkanı Erkan Yağcı, ÇUKTOB Başkanı Tayyar Zaimoğlu, ETÜDER Başkanı Melih Şahinöz ve AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu panelistli oturum başlığı “Akdeniz Gastronomi Turizmi” di

Lezzet ve kültür festivalleri bir bölgenin kalkınması için değerli olduğu Yiyecek içecek departmanları da otellerin hacimli alanlarıyla  yöresel mutfaklara verilen değerin  arttığı,

Turizmin geleceğindeki en önemli unsurlardan biri gastronomin olduğu, Adana’da kimsenin karın doyurmak için yemediğini, Keyif için, zevkle yediği, Bütün yemeklerde aşkın,  heyecanın var olduğu, Adana’da 500’e yakın yöresel yemeklerin olduğu konuşuldu.



UFS Türkiye Pazarlama Müdürü Didem Molay Sevin ve UFS Türkiye Lead Şef Osman Bahadır Geleceğin Menüleri konu başlıklı panelde 25 ülkede 1600 şefle görüşerek geleceğin menülerini yani trendlere yön veren yemekleri, gıdaları araştırdıklarını iklim, koşulları, içerikler asırlardır değişse de ortak payda olan lezzetin değişmediğini, Türkiye’nin kök sebze cenneti olduğunu ve zengin seçenekler sunduğunu belirttiler.

Ebru Koralı’nın moderatörlüğünde gerçekleşen Türk mutfağının imajı ve ülke markaları tartışıldığı panelin konuşmacıları Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, TRU Hospitality & Retail CEO / İGA İstanbul Airport, Sadettin Cesur, Mastob Başkanı Cengiz Barut oldu.


Türk kahvesini UNESCO’da ülkemizin somut olmayan kültürel mirası olarak tescillettiklerini ifade edildi. Dünyada satılan 70 milyon kahve makineleri arasında Türk kahvesi makineleri yüzde 10 paya sahip olduğu vurgulandı. Türk otelcileri olarak yurt dışında çok üst düzeyde ve son derece başarılı şekilde hizmet verildiği, gıda tedarikleriyle birlikte ürünlerin tanıtımını da yapıldığını, ancak bu tek başına yeterli olmadığı, satış anlamında, dünyaya marka olarak sunulması açısından etkin bir noktada olmadığımız söylendi.

İstanbul Havalimanı’nda 34 bin metrekare alanda, operasyon şirketi olarak hizmet verirken ilk iş olarak bir kadın şefin liderliğinde mutfak kurmak olduğunu, Ulusal ve uluslararası ciddi markaları da burada bir araya getirdikleri, Buradan, dünyaya açılan bir kapıdan mutfağımızı ve markalarımızın tanıtıldığı ifade edildi.



Enteresan olarak Dünyanın en iyi susamının Manavgat’ta üretildiği ve üretimin yüzde 70’inin Japonya’ya satıldığı belirtti. Ancak marka olarak Dünyaya ulaştırmamız gerektiği Bu gibi değerlerimizin onlardan önce bizim keşfetmemiz gerektiğini de dile getiren Barut, bu değerleri marka haline getirip dünyaya öyle ulaştırmamız gerektiğini söyledi. 



Marka Uzmanı Yelda İpekli’nin moderatörlüğünde Tutucu Damaklara Yeni Tatlar konu başlığıyla devam eden panelin konuşmacıları Anadolu Halk Mutfağı Derneği Başkanı Önder Köse, Orkide Pastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özgüller, Gastronometro Direktöri ve Sosyal Girişimcisi Maximilian Thomae, Roka İstanbul Executive Şef Ali Karaman oldu. Panelde, gelenekselliği korurken yeni yorumlar geliştirmek, bunu yaparken de kullanılan gıdaların yerel üretimden olmasına dikkat etmek gerektiği, sunumu ve tatları farklılaştırmanın değer kattığı konuşuldu.

Moderatörlüğünü Yemek Kültürü Araştırmacısı & İncili Gastronomi Rehberi Proje Ekibi Üyesi Gamze İneceli’nin üstlendiği Yol Göstericiler ve Rehberler konu başlıklı panelde, Gazeteci Yazar Müge Akgün, House of Kamer Kurucusu Kamer Kıraç, Croma Bedia Gücüm, Onbaşılar Kebap’ın kurucusu Tayyar Zaimoğlu ile rehberlerden ödül almak kadar, belki de daha fazla önemli olan şeyin bu kaliteyi sürdürmek olduğu konuşuldu.

yilmazparlar@yahoo.com